Hakkımda

Fotoğrafım
Yedisinde neyse yetmişinde de o olucak olan,minicikliğinden beri vitrin camlarına aşık,hırslarına yenik düşmeyen,pamuk gibi bir kalbi olan taşlarla uğraşan,ışıltıya bayılan,şiir olmazsa olmazım diyebilen,müzik dinlemeden yapamayan kendi dünyasında atmosferinde biri =)))

28 Şubat 2013 Perşembe

In the heat of the summer sunshine

 Ankara dün tam anlamıyla yazdan kalma bir gün yaşadı. Gerçi bugün yine rutin soğuk havamıza geri döndük ama yazdan çalınmış bu günde renkli bir şeyler giymezsem çatlardım. Ben de hem akşam iş çıkışı üşümeyeceğim hem de renkli olan geçen sene zara indiriminden aldığım bu ceketimi geçirdim üstüme :)







Not: Mona Lisa gibiyim ben. Yüzümün yarısı ayrı havada diğer yarısı ayrı... Parmağınızla yarısını kapatarak test edebilirsiniz :)

25 Şubat 2013 Pazartesi

Everything is Everything

  Başlığın içerikle çok alakası olmayabilir ama günün şarkısına ithafen başlığımız bugün bu.

  Hayatta ne yaşıyorsak belli bir periyodu var. İyi şeyler hep art arda gelirken kötü şeyler için de durum aynen böyle. Aralarda sadece kırılma noktaları olur. İyi şeylerden kötülere geçiş ve kötülerden iyilere geçiş şeklinde. Bu yaz ve kış gibi bir şey biri biter biri başlar. Şimdi bahara sayılı günler kala herkes umarım güneşli havalarla birlikte kırılma noktalarını yaşar ve kötü şeylerden iyi şeylere geçer :)














22 Şubat 2013 Cuma

Yüksek Ökçeler

Yüksek topuklu ayakkabılar nerede ve hangi kıyafetin altına kullanacağınızı biliyorsanız bence birer hazineler. Hele bir de benim gibi orta boylu biriyseniz bulunmaz bir nimet halini alıyorlar :)
Geçenlerde mango outlette gördüğüm yakası taşlı bu mor bluzu görür görmez hemen kaptım. Ne çok abartılı ne de çok sade olmak istediğim için de altına bu ayakkabılarımı giydim. Mor renk çok sevdiğim renkler arasında aslında ama nedense çok sık kullanmıyorum dolabıma biraz mor takviyesi lazım :)












20 Şubat 2013 Çarşamba

Mersin-Adana

   Kaç zamandır şehir dışına çıkma fırsatım olmadı. Uzun zamandır aklımda olan bir planı işlerimiz çok yoğunlaşmadan hemen önce yürürlüğe koyup biricik dostum Yeşimin yanına Mersine 4 günlüğüne kaçıverdim. Gitmeden önce kaç kere hava durumuna baktim telefonumdan ben bile hatırlamıyorum. Hava o 4 gün hep 16-18 derece arasında olucak diye babetlerimi ve ince kıyafetlerimi bavula atıp kendimi vurdum yollara :)


 Öğlen hemen kendimizi sokaklara attık :)

 veeee benim mersinle ilgili en sevdiğim şey kerebiç :)

3. gün sabah biraz dinlendikten sonraaa 

Kendimizi Adanaya attık :)



Adanaya sadece kebap için gitmek istediğimi belirtmeliyim. O kadar seviyorum şu kebap'ı Adanada yemeyi :)

 Bu da benim biricik Yeşimimm :)

 ve Mersinde son günüm :(




Geziye Dair Notlar:
Öncelile Mersine gidiyorsanız mutlaka ve mutlaka tantuni yemelisiniz. Birçok meşhur tantuniciler var Yaprak ve Göksel şimdilik aklıma gelenler. Buralardan yiyebileceğiniz gibi bazı minik kıyıda köşede kalmış iyi tantunicilerde de yiyebilirsiniz.  Sonrasında mutlaka kerebiç yiyin. Farklı bir tat. Alışılmışın dışında şerbet yerine köpük gibi değişik bir karışımla tatlandırıyor ağzınızı. 
Eğer deniz kenarında kahvaltı yapmak isterseniz Mersinde Gül cafe'yi tek geçerim. Müthiş doyurucu bir kahvaltıdan sonra deniz kenrarında yürüyüş yapabilirsiniz.
Deniz kenarına kadar gelmişim ben illa balık yemeliyim diyorsanız size çarşı sanırım oraya yakın lunaparkın oradaki balık teknelerini önerebilirim. Tek kelimeyle muhteşem!
Gelelim eğlence konusunaaaa. Burada Pozcu denen yer en kıpır kıpır gençlerin takıldığı yerlerden. Deniz kenarına doğru gidip yol boyunca bulunan yerlerden birinde oturup birşeyler içebilirsiniz yok ben daha farklı birşeyler istiyorum diyorsanız kesinlikle Marinaya gitmelisiniz.
Uzun yıllardır ara ara Mersine giderim son 5 yılda her sene mutlaka gitmeye çalıştım ve çok seviyorum bu şehri...
Yemeden içmeden almadan dönmeyin!: Tantuni, kerebiç, künefe, balık, atom, cezerye ve her türlü tatlı :)

Adanadan kısaca bahsedecek olursam; en son 8 yıl önce gittiğim bu şehri yine aynı sıcaklıkta buldum.
Sokaklar cıvıl cıvıl hep :) Yıllar önce küçücük halimle 1.5 kebap yediğim için her adana lafı geçtiğinde gözlerimden kalp çıka çıka kebaaaaap diyordum sonunda kavuştum. Müthiş bi kebap ziyafeti oldu. Biz Hasanusta kebap diye bir yere gittik ve önümüze gelenleri 5 dk da silip süpürdük resmen. Ayrıca Adanada Melekler Kahvesi diye çok değişik ve oralarda popüler bir cafe/fal cafe'ye gittik. Türk kahvesi fincanlarının büyüklüğüyle çay fincanlarının büyüklüğünün eşit olması en garip gelen şeylerden tabi bir de neredeyse her masada 1 falcı olması da var.
Yemeden içmeden almadan dönmeyin!: Tabiki Adana kebap!!! biberli/acılı ekmek bir de mevsim yazsa bici bici :)

Mersin-Adana gezimden notlar bunlar :)))

19 Şubat 2013 Salı

Fötr Şapka & Bordo

  Dört gündür Mersindeydim çok süper bir dört gün geçirdim. Orada hava tam bahar havasıydı ılık arada rüzgarlı. Ankaraya bir döndüm yine buzzz gibi :( Orada babetlerimle gezdikten sonra burada atkı takmayı yadırgadım ama olsun :) 
  Bu arada tam aradığım şapkayı geçen hafta batikte buldum ve hemen kaptım :) Bu postta bu şapkanın şerefine yapıldı :)





 Burada hapşurucakmış gibi durmamın bi anlamı olmalı :)






LinkWithin

Related Posts with Thumbnails